Wednesday, February 7, 2007

Seviyorum Demek? *



Seviyorum Demek? * Ne çok ' Seni seviyorum 'lariniz var. Her yere yaziyorsunuz. Herkese söylüyorsunuz. Her zaman kullaniyorsunuz. Sevginizden çok ' Seni seviyorum 'l ariniz. ' Sen ' diye hitap edebildiklerinizden bile çok. O kadar kisa ki sevgilerinizin ömrü, ard arda ekleseniz dahi, kelebek ömründen kisa kaliyor. Sevginizi saklamiyorsunuz güyya. Ama sevgi ile olan mesafenizin uzakligini ' Seni seviyorum 'lariniz ele veriyor. Ortaya ' çok ' ekliyorsunuz, ' gerçekten ' ekliyorsunuz. Basina ve sonuna mahzunluk ekliyorsunuz. Ekliyorsunuz ki, milyonlarca ' Seni seviyorum 'dan farkli olsun sizin söylediginiz. Ama olmuyor. Herkesi ' Seni seviyorum ' demeye davet ediyorsunuz. Suç ortagi ariyorsunuz. Ancak herkesin maske takmasiyla hayati maskeli baloya çevirip, vicdaninizi rahatlatacaksiniz. Sadece sizin ve sahte sevgilinizin degerini düsürmüyorsunuz. 'Sevme'nin degerini de yerle yeksan ediyorsunuz. Öyle bir cümle kuruyorsunuz ki, 'sen' gerçekten 'sen' degil, başkalarini kastediyorsunuz. 'Sevmek' gerçek 'sevmek' degil, baska duygulari anlatiyorsunuz. Birinci tekil sahis eki de sizi anlatmiyor, belki baska yüreklere tercüman oluyorsunuz. Kalp sekillleri arasinda olmasi neyi degistirir ki? Taş gibi soguk. Gülümseyerek söylemeniz ne farkeder ki? Takim elbiseden daha resmî. Bugulu gözlerle telaffuz etseniz ne yazar? Içten olmadigi besbelli. Tamam, yüreginizde bir yerlerde sevmeye karsi bir istah, bir açlik var. Ama, bu açligin reçetesi bol bol 'seni seviyorum' demek mi? Kalp resimleri mi? Hüzünlü sarkilar mi? Ayrilik agitlari mi? Daglara, taslara yazdiniz ama yine de sevmiyorsunuz,değil mi? Sevginiz tükeniveriyor... Kalmiyor... 'Sevgim bitti, hâkim bey' diyorsunuz bükük bir boyun ve kisik bir sesle. Tutunamiyor kalbiniz, böyle kaygan zeminlerde, böyle küçücük maskelere, böyle acemice... ' Seni seviyorum 'lariniz bol, herkese yetip de artacak kadar bol. Ama 'seni seviyorum'lariniz bol, çok bol geliyor sevginize.

No comments: